Kolombiya siyaset sahnesinde güçlü bir kadın: Francia Márquez

Kolombiya siyaset sahnesinde güçlü bir kadın: Francia Márquez

10 Ağustos 2022
Haberler

Görsel: GUE/NGL, CC BY-SA 2.0, via Wikimedia Commons

"Ben sadece Siyah bir kadın değilim, benimle başlamayan bir mücadele ve direniş tarihi taşıyan Afrika kökenli bir kadınım."

Bu sözler, yarın (19 Haziran) Kolombiya'da devlet başkanlığı için yarışacak Gustavo Petro'nun başkan yardımcısı adayı Francia Márquez'e ait.

Seçimlerin ilk turunu yüzde 40,23 oyla birinci bitiren Petro seçimleri kazanırsa yalnızca Petro ülkenin ilk solcu devlet başkanı olmakla kalmayacak, Márquez de ülkenin ilk Siyah başkan yardımcısı olacak.

Kolombiya'da 38 milyondan fazla seçmenin sandık başına gideceği seçimlerin ikinci turu öncesi avukat, feminist ve çevre hakları aktivisti Francia Márquez'in kim olduğuna biraz daha yakından bakalım...

 

13 yaşından bu yana çevre aktivisti

Francia Márquez, 1982 yılında Kolombiya'nın güneybatısında, Pasifik kıyılarına yakın Cauca'nın Yolombo bölgesinde dünyaya geldi.

Burası, ülkede on yıllarca süren iç çatışma dönemindeki şiddetten nasibini almış bir bölgeydi ve Márquez, toprak zeminde uyumak zorunda kaldığı bir evden, Kolombiya'nın yoksul bir ailesinden geliyordu.

Bundan yıllar sonra verdiği bir röportajda, aynı zamanda ebe olan annesinin kendisini tek başına dünyaya getirmek zorunda kaldığını, çünkü evde annesinden başka kimsenin olmadığını anlatacaktı.

Márquez, henüz 13 yaşındayken aktivist kimliği ile öne çıktı. Yaşadığı bölgedeki büyük bir nehrin önü bir baraj genişletme projesi ile kesilmek isteniyordu. Bu, bölgedeki toplumsal yaşamı ters yüz edebilirdi.

Márquez, bundan üç yıl sonra, 16 yaşında hamile kaldı. Çocuğuna destek olabilmek adına bölgedeki altın madenlerinde çalışan Márquez, ilerleyen yıllarda "yatılı hizmetçi" olarak çalışmaya başladı.

 

Başkente yürüyüş ve "çevre Nobeli"

Sonunda hukuk fakültesine giderek avukat olan Francia Márquez, yaşadığı bölgede madencilik faaliyeti yürütmek isteyen büyük firmalara karşı yürüttüğü hukuk mücadelesini kazandı. Fakat kendisini ülke çapında çevre hakları aktivisti olarak tanıtacak adım 2014 yılında gelecekti.

O dönemde yasadışı altın madencileri iş makineleri ile memleketi Cauca bölgesine girmiş, madencilik faaliyetlerine başlamıştı.

Yaşadığı kasabadaki nehrin altın madencilerinin tehdidi ile karşı karşı kalmasına sessiz kalmayan Márquez, bu yüzden ölüm tehditleri aldı. Kasabayı bir süreliğine terk etse de bu tehditler onu durdurmadı.

Márquez ve beraberindeki onlarca kadın, 2014 yılında 10 gün boyunca Cauca'dan başkent Bogotá'ya doğru yaklaşık 550 kilometrelik (350 mil) bir yürüyüş başlattı. Yürüyüş, İçişleri Bakanlığı'nın önünde yapılan oturma eylemi ile nihayetlendi. Hükümet en sonunda Cauca'ya askeri birlikler göndererek yasadışı madencileri bölgeden çıkartmak zorunda kaldı.

Franca Márquez ve beraberindeki kadınların mücadelesi sonuç vermişti. Doğa için gösterdiği çabalar ise Márquez'e 2018 yılında "çevre Nobeli" olarak da bilinen Goldman Çevre Ödülünü getirecekti.

Her yıl dünyanın altı bölgesinden birer kişiye verilen bu çevre ödülünden bir yıl sonra ise Márquez, bir suikast girişimi atlattı.

 

"Uslu durmayan" ve susmayan Siyah bir kadın

The Washington Post'tan Samantha Schmidt ve Diana Durán'ın da altını çizdiği gibi, avukatlık yapmaya başlamadan önce ziraat teknisyenliği eğitimi alan Francia Márquez, prestijli bir üniversiteden mezun olmamış, geleneksel siyasi görevler alarak bugünlere gelmemişti.

Ama günün sonunda buradaydı: Mart'ta yapılan ön seçimlerde en çok oyu alan üçüncü adaydı ve 29 Mayıs'ta ilk turu yapılan devlet başkanlığı seçimlerinden birinci çıkan Petro'nun başkan yardımcısı adayıydı.

Kolombiyalı antropolog Eduardo Restrepo'nun Francia Márquez'i tarif ederken kullandığı ifadeler ise Márquez'in Kolombiya toplumu ve siyasetinde şu anda nerede durduğu ile ilgili çok şey anlatıyordu:

 İnsanların Francia ile sorunu, uslu durmayan, Siyah olduğunu bilen ve bunun tarihsel anlamda ne demek olduğunun bilincinde olan Siyah bir kadın olması. Ve bir de susmaması...

Peki, Francia Márquez yoksul bir aileden gelen Siyah bir kadın, avukat ve çevre hakları aktivisti olarak bugün seçmenlerine ne vadediyor?

Serbest gazeteci Joshua Collins'in aktardığına göre, Márquez'in seçim kampanyasının odak noktasında çatışma bölgelerine ekonomik yatırıma duyulan ihtiyaç, çevre hakları savunuculuğu ve 2016 yılında hükümet ile FARC arasında imzalanan barış anlaşmasının uygulanması var.

Çevre hakları savunucuları için dünyanın en tehlikeli ülkesi olarak bilinen Kolombiya'daki uyuşturucu savaşları da Márquez'in itirazını yüksek sesle dile getirdiği toplumsal olgulardan biri olarak öne çıkıyor.

Márquez'in kimliği, kimlik bilinci ve tüm bunların toplumsal ve siyasi duruşundaki tezahürü ise ülkedeki Siyah karşıtı ırkçılık ve ekonomik adaletsizliklere itirazları ve feminist çıkışlarında kendisini gösteriyor.

 

Irkçılık

ABD'nin Pittsburgh Üniversitesi'nden Isabel Morales'in aktardığına göre, Márquez devlet başkan yardımcılığına aday gösterildikten sonra, "Bu ülkenin Siyah kadınlarını temsil ediyorsam nasıl ağlamam" diye sormuştu. Bu, üst sınıf beyaz erkeklerin egemen olduğu Kolombiya siyasetinde oturmuş düzene ve alışkanlıklara meydan okuyan tarihi bir söylem ve eylemdi.

Öte yandan, "Irkçılık ve ten rengi ayrımcılığının norm olduğu" ve "Afrika dışında en geniş üçüncü Siyah nüfusa sahip" Kolombiya'da pek çok kişi ırkçılığın olmadığını ya da bir sorun teşkil etmediğini düşünüyor.

Márquez'in en büyük itirazlarından biri de buna. Tevekkeli değil, başkan yardımcılığı adaylığı için kampanya yürüttüğü sırada rakibi general José Luis Esparza ülkedeki ırkçılık sorununu "hiçbir zaman hissetmediğini" söylediğinde Márquez'in yanıtı çok netti: "Irkçılığı reddetmenin bir yönü de onu tanımamaktır. Irkçılığı hissedenler ondan etkilenenlerdir."

Francia Márquez'in ırkçılık ve ayrımcılığa karşı duruşu şüphesiz kullandığı dilde de kendisini gösteriyor, tıpkı onun kullandığı bu dile getirilen itiraz ve eleştirilerin altta yatan ırkçılık ve ayrımcılığı gösterdiği gibi...

Márquez, ülkedeki dezavantajlı gruplara atıfta bulunmak için "los nadies" (hiç kimseler) ifadesini kullanıyor. Pek çok kişi bu dil kullanımının "yanlış" olduğunu söyleyedursun, aslında bu ifade kaynağını kapsayıcı ve edebi bir yerden, Eduardo Galeano'nun aynı isimli şiirinden alıyor.

Uruguaylı edebiyatçı Galeano, bu şiirinde toplumda Siyahlar, yerliler, LGBTİ+'lar ve yoksullar gibi "hiç kimse" ya da "görünmez" gözüyle bakılan grupları konu ediniyor. Márquez de Galeano'nun bu şiiri üzerinden Kolombiya toplumunun bir gerçekliğini gözler önüne seriyor.

 

Yoksulluk

The New York Times'tan Julie Turkewitz'e göre, "Márquez'in yükselişini önemli kılan tek faktör, Afro-Kolombiyalıların sıklıkla ırkçı hakaretlere maruz kaldığı ve yapısal engellerle baş etmek zorunda bırakıldığı bir ülkede Siyah olması değil. Çünkü aynı zamanda bir kişinin ekonomik sınıfının çoğu zaman toplumdaki yerini tanımladığı bir ülkede yoksulluk geçmişi de var."

Pek çok eski devlet başkanının yurt dışında okumuş ve ülkenin güçlü aileleri ile bağlantılı kişiler olduğu ve - özellikle Siyah, yerli ve kırsal bölgede yaşayanlar olmak üzere - toplumun yüzde 40'ının yoksulluk içinde yaşadığı ülkede şu anekdot Márquez açısından pek de şaşırtıcı değil:

"Márquez, bu görev için (başkan yardımcılığı) aday olmayı seçti. Çünkü, söylediğine göre, 'hükümetler halka, adalete ve barışa sırtını dönmüştü.' Ülkedeki siyaset kurumuna atıfta bulunan Márquez, 'Eğer işlerini yapmış olsalardı, ben bugün burada olmazdım' diyecekti."

 

Feminizm: Márquez'den Petro'ya eleştiri

Son olarak, eğer Petro yarınki seçimleri kazanırsa Francia Márquez'in yeni başkanı daha feminist bir duruşa yönlendireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü Márquez henüz seçim kampanyası döneminde Petro'nun kadın hakları konusundaki söylemlerini eleştirmeye başlamıştı bile...

Bir anekdot ile anlatmak gerekirse; bir miting sırasında Gustavo Petro Kolombiya'da kürtaj haklarına tam desteğini dile getirmekten geri durmuş, bunun yerine "ülkedeki kürtaj sayısını sıfıra indirecek gebelik engelleme programlarını teşvik edeceğini" açıklamıştı.

O sırada Petro ile birlikte sahnede olan Márquez, Petro'ya dönüp şöyle dedi: "Petro'ya soruyorum: Bahsettiği 'sıfır kürtaj' noktasına ulaşana kadar kaç kadının daha ölmesi, kaç kadının daha tüm o acı verici durumlardan geçmesi gerekiyor?"

Francia Márquez'e göre, eğer oyunu kurallarına göre oynamış olsaydı, "bugün varlıklı bir ailenin evinde bulaşık yıkıyor olurdu."

Márquez şöyle dedi: "Elitleri rahatsız eden şeylerden biri de zamanında evlerinde çalışan birinin liderleri olacak olması."

 

BİA Haber Merkezi’nde 18 Haziran 2022 tarihinde yayınlanan Selay Dalaklı imzalı haberden yararlanılmıştır.

Çerezler kullanıyoruz, detaylar: .