Kadınlardan iddialı çıkış: Ben Seçerim!
Yazar: Yasemin Güler
Kaynak: NormHaber
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa 24. Dönem Milletvekillerinden Sena Kaleli’nin sınırlı katılımcılı bir toplantı düzenleyeceğinin haberi yayılmaya başlayınca herkesi bir merak aldı;
‘Sena Kaleli bir yerlerden aday mı oluyor?’ diye.
İlk olarak bu merakı gidermek adına şunu söylemek istiyorum ki davetli olarak katıldığım toplantı hem siyasetin içinde hem de siyasetin üstünde, sadece kadın merkezli bir toplantıydı.
Toplantının açılışında konuşan Kaleli;
“Biliyorsunuz siyasi yaşamımdan sonra Bursa’da mümkün olduğunca görünmez olmaya çalıştım, mümkün olduğu kadar benden korkanları korkutmamaya çalıştım, ama şimdi daha çok korksunlar, tek başıma değilim, birçok kadınla geliyorum!” dedi.
Bu cümleden yola çıkarak, o çok merak edilen soruya ancak bir yorumla yanıt verilebilir.
O halde yanıtım şudur; Sena Kaleli önümüzdeki dönemde aday olmak yerine adaylar desteklemekten yana gibi görünüyor. Yine de siyasi sahne için 24 saatin ne kadar uzun olduğunu hatırlatmakta fayda var. Daha seçim tarihi dahi belli değilken adaylık üzerine konuşmak biraz havada bir yanıt olabilir…
Gelelim toplantının ana konusu olan meseleye.
Merkezi İstanbul’da olan ve kadınları öncelikli olarak siyasette, onun dışında da yaşamın her alanında karar verici mercilerde, ön saflarda görmek için mücadele vermek üzere kurulmuş olan ‘Ben Seçerim Derneği’nin Anadolu’ya açılmasında Bursa’da atılan ilk adım toplantısı olarak değerlendirebileceğim bir toplantıydı dahil olduğum.
Amaç siyasetin dilini, kimliğini, üslubunu, siyaset yapma şeklini değiştirmek! Bunun için çaba gösterirken özellikle genç ve donanımlı kadınların ellerinden tutmak.
“Ben kendim için değil, artık kadınlar için daha çok çalışma ihtiyacı duyuyorum. Genç kadınlar, donanımlı kadınlar, siyasi hayatta daha çok aktif olabilmek için benden ve Ben Seçerim Derneği’nden destek istemeye çekinmesinler” diyerek katılımcılara seslenen Kaleli’nin konuşması da bu özet amacı destekler nitelikte.
Bursa siyasetinin kalbinin attığı mekan olarak da isimlendirebileceğimiz Kültürpark Özgen Çay Bahçesi toplantı için özellikle seçilmiş bir mekandı. Siyasete uzun yıllar bu mekandan yön vermiş erkek egemen bakışın karşısında siyasete uzun yıllar yön verecek donanımlı kadınlar vardı bu kez.
Sivil toplum kuruluşlarından, çeşitli siyasi partilerden, çeşitli meslek örgütlerinden temsilciler bir aradaydı. Kooperatif başkanları da vardı, muhtarlarda…
Ben Seçerim Derneği’nin Kurucusu ve Başkanı Nilden Bayazıt’ın ve derneğin yöneticisi konumundaki tüm kadınların konuşmalarındaki ana temanın benim toplumsal hayattaki cinsiyetler arası eşitliğe bakışımla ciddi bir benzerlik taşıdığını fark ettim.
Zaman zaman yazılarımda, ‘Erkekler sizden pozitif ayrımcılık beklemiyorum, negatif ayrımcılık yapmayın yeter! Kadınlar hangi yolu nasıl yürüyeceklerini gayet iyi bilirler!’ diyorum ya hani. İşte Ben Seçerim Derneği’nin Anadolu’ya açılma toplantısındaki ana tema da tam olarak bu cümle ile özetlenebilecek kadar netti.
Dernek tüm ülkeyi baz alan bir araştırma yaptırmış ve bu araştırma ile kadınların siyasi hayattaki yerini daha iyi ölçmeyi amaçlamış. Elbette kadınların siyasete olan ilgileri ya da siyasetten neden uzak durmak zorunda kaldıkları gibi konular da araştırma sonucuna göre değerlendirilecek ve bence kadınların siyasi yaşamlarını ölçmek adına iyi de bir kaynak olacak.
Hani şöyle bir algı var ya; ‘Kadınlar siyasetten uzak, kadınları zorla siyasete sokuyoruz, kadın kotalarımızı dolduracak kadın bulmakta bile zorlanıyoruz…’ biçimli.
İşte araştırmanın ilk sonuçlarına göre dahi bu algının yanlış olduğuna özellikle vurgu yapıyor dernek yöneticileri.
Ancak toplantı sürecinde temas ettiğim ve pek çok kadını çeşitli vesilelerle örgütlemek için uzun yıllar emek vermiş kadınların söylemleri de çok net;
“Kadınlık günümüzde modern kölelikle eş değer halde. Kadınlar evlerde temizlik, çocuk ve yaşlı bakımı, yemek pişirme işlerinin temel görevlisi olarak görüldüklerinden yaşamlarında iş dünyasına, siyasete ya da başka toplumsal çabalara yer açmaları çok güç oluyor. Bu duruma bir de ‘Kadınlar çiçektir, kadınlar zariftir, kadınlar narindir, kadınlar kırılgandır…’ gibi süslü sözler ekleniyor ki, gönüllü bir kölelik haline gelsin konu. Erkekler erkek egemen toplumun kendilerine sağladığı ‘hizmet edilen olma’ lüksünü kaybetmek istemiyorlar. Bu nedenle kadınlara sadece açtıkları alan kadar var olmalarının yeterli olduğunu söylüyorlar!”
Ben olsam daha doğru ifade edemezdim.
Kadınların yıkması gereken pek çok duvar var, bir o kadar da güçleri olduğunu düşünüyorum. Ben Seçerim Derneği Bursa’da sözünü söyledi.
Hayırlı olsun…