Ben Seçerim, Beni Seç

Ben Seçerim, Beni Seç

Yazar: Canan Ekinci Yılmaz

Kaynak: Medium

 

“Yeni bir siyasal iklime ihtiyacımız var.” sözleriyle yola çıkan bir dernekle tanıştım bugün.
Kurucuları arasında 24. dönem CHP Milletvekili Sena Kaleli’nin de olduğu dernek üyeleri, derneklerini tanıtmak için düzenledikleri toplantıların Bursa ayağında Bursalı kadınlarla buluştu.
Erkeklerin buluşup siyaseti masaya yatırdığı, memleket kurtaran kararların alındığı Kültürpark Özgen Çay Bahçesi’nde, sadece kadınlara özel düzenlenen, tanıtım toplantısına her kesimden Bursalı kadın katıldı. Bizler, STK temsilcisi kadınlar, İYİ Parti, Demokrat Parti, HDP, Deva ve Gelecek Partisi’nden kadınlar, kadın muhtarlar, iş kadınları, akademik odalardan Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ülkü Mercan Küçükkayalar, gazeteci kadınlar Yasemin Güler, Sevda Kurul, Elif Görgün Kaplan ve ben, Özgen’in bahçesini doldurduk ve “Ben Seçerim Derneği”ni, kurucularından dinledik.

 
Ben Seçerim Derneği
Ben Seçerim Derneği fikir annesi ve kurucu başkanı (Siyaset İletişimcisi) Nilden Bayazıt, 24. Dönem CHP Milletvekili (Boğaziçi Üniversitesi-Akademisyen) Prof. Dr. Binnaz Toprak, 24. Dönem CHP Milletvekili (İş Kadını) Sena Kaleli ve Siyaset Danışmanı Hilal Dokuzcan “Ben Seçerim Derneği”ni, anlatmak için masadaki yerlerini aldılar.

 
Hilal Dokuzcan, Nilden Bayazıt, Binnaz Toprak, Sena Kaleli
“Şimdi daha çok korksunlar!”
Bir Bursalı olarak ilk konuşmayı yapan Sena Kaleli, aktif siyaset hayatından çekildiğini ve görünmez olmaya, kendisinden korkanları korkutmamaya çalıştığını söyledi ve kadınların aktif siyaset hayatına atılmaları için çalışacak olan “Ben Seçerim Derneği”ni kast ederek, “Şimdi daha çok korksunlar, tek başıma değilim, birçok kadınla geliyorum!” dedi.

 
Sena Kaleli
Konuşmasını, “Kendim için değil sizler için çalışma ihtiyacı duyuyorum, her kadın benden ve derneğimizden yardım istemeye hazır olsun. Hem ‘Ben seçerim’ deyin, hem de ‘Beni seç’ deyin.” sözleriyle nihayetlendirdi.

“Türkiye’nin esas Ana Muhalefet Partisi ‘Kadın Hareketi’dir”
Başkan Nilden Bayazıt, 11–12 senelik aktif siyaset hayatı olduğunu söyleyerek başladı konuşmasına.

 
Nilden Bayazıt
Bayazıt, derneğin doğum öyküsünü şu sözlerle anlattı:
“Bunca yıl sonra bazı şeylerin değişmediğini ve değişmeyeceğini, siyasetin içinde ve dışında duran kadınları bir araya getiremezsek pek çok şeyi başaramayacağımızı düşündüm ve bunu çevremdeki arkadaşlarımla paylaştım. Yuvarlak masalarda oturan sizleri görünce, 64. ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın ‘Eğer yuvarlak masanın etrafında değilseniz o zaman menüdesiniz’ sözlerini anımsadım. Bu masalar bizlere menüde olmadığımızı gösteriyor. Bugün kuruluş günümüz ve henüz bir senelik çok yeni bir derneğiz. Bu bir yıl içerisinde yaklaşık 14–15 ile ziyaretlerimiz oldu. Ben Seçerim Derneği iki amaçla kuruldu. Bir tanesi, siyasetin içinde yaptığımız mücadeleler ve sadece cinsiyetimizden dolayı duvarlara çarpmalarımız ve o duvarları aşamamalarımız. Mesela, bir oluşum doğarken ‘Şuraya bir kadın yakışır’ deniyor ve sonrasında akla sizin adınız geliyor. Kadının diğer erkeklerden daha donanımlı ve daha liyakatli olmuş olması hiç önemli olmuyor. Anadolu’da hiç kadın milletvekili çıkartmamış, siyasetle ilgisi olmayan kadınların yaşadığı şehirlere gidip kaldığımda oradaki kadın potansiyelini gördüm. Bu zor bölgelerde siyaset yapan kadınların on yıllar boyunca genel başkana, hatta genel başkan yardımcısına dahi ulaşamadığını gördüm. Burada bir şeyler değişmeliydi ve bunu İstanbul’dan yapamazdık. Bu değişimi ancak oradaki kadınlarla el ele verip yapabilirdik. Bunu çevremdeki akademisyen, siyasetçi, hukukçu ve gazeteci kadın arkadaşlarımla paylaştım. Türkiye’nin esas Ana Muhalefet Partisi ‘Kadın Hareketi’dir. Çünkü kadınlar sokaktalar. İşin siyasi tarafına baktığınızda ise hiçbir şey değişmiyor, her şey aynı. Bu kadar donanımlı kadının olduğu on yedi ilçeye sahip Bursa’da bir tane bile kadın belediye başkanı yok. Biz bunlara kafa yoruyoruz. Kadınlarla bir ağ oluşturarak bu konularda baskı kurmak istiyoruz. Derneğiz ancak kendimizi bir ‘baskı grubu’ olarak konumlandırıyoruz. Ben seçerim demek şu demek, madem siz kadınları seçemiyorsunuz, biz seçeceğiz demek. Türkiye’nin hangi bölgesinde olursa olsun bir şeyleri değiştirmeyi kafasına takmış, bunun için mücadele eden kadınları görünür kılmak istiyoruz. Bu konuda her türlü desteğimizi sağlamak istiyoruz. Önümüzdeki genel seçimlerde her muhalefet partisinden bir kadını meclise sokabilmeyi hedefliyoruz. Biz akademik odaların da, baronun da, spor kulüplerinin de seçimlerine katılmak istiyoruz. Belediye ve yerel seçimlere de katılmak istiyoruz.”

“Üç K adını verdiğimiz bir projemiz var”
Nilden Bayazıt’tan sonra söz alan Hilal Dokuzcan, bir senede yaptıkları çalışmalardan bahsetti.

 
Hilal Dokuzcan
“İlk etapta yaptığımız ağ oluşturma ve bir araya gelme. Türkiye’de güçlü kadınlar olduğunu ancak bunun siyasete yansımadığını görüyoruz. Geçmişteki deneyimleri süzgeçten geçirerek gelecekteki kişilere doğru aktararak bir eşiği atlamak istiyoruz. Buradaki amacımız, çıkacak adaya direk ismi üzerinden destek vermek. Kadınlar örgütlülük göstererek ‘Bizim adayımız bu.’ diyerek çıkmıyorlar. Erkek adayların çıktığı odalardan ya da hemşehri derneklerinden kadın aday çıkmıyor, çıkartılmıyor. Biz bunu aşmak istiyoruz. Çalıştığımız bölgedeki güç ilişkilerine ulaşmak ve o gücü büyütmek istiyoruz. Erkeklerle çalışmaya açığız. Kadın hareketini önemseyen erkekleri de içimize katarak büyümeyi hedefliyoruz. Üç K adını verdiğimiz bir projemiz var. Üç K, Kars, Kırklareli ve Kahramanmaraş. Bu üç ilde siyasette kadın temsili çok az, hatta hiç yok. Bu üç bölgeden çıkacak kadın aday üzerine çalışıyoruz. İkinci çalışmamız anket ve araştırma çalışması. Bir diğer çalışmamız da illeri dolaşarak bu örgütlülüğü arttırmak. Pastada bize biçilen paya teslim olmak yerine pastayı yeniden yapıp, bunu adil ve eşit bir şekilde dağıtma mücadelesi veriyoruz.”

“En büyük ihracatımız, beyin ihracatı”
Prof. Dr. Binnaz Toprak, “Boğaziçi Üniversitesi’nde otuz iki yıl Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hocalık yaptım. 2011'de CHP’den davet aldım. Daha önce bir örgütte çalışmışlığım yoktu. 2011–2015 yılları arası milletvekilliği yaptım. O dönemden sonra bir daha aday olmak istemedim. Çünkü, erkek egemen bir mecliste kadın olarak bir şeyler yapabilmek son derece zor.” sözleriyle başladı konuşmasına.

 
Binnur Toprak
Kadınlara 8 Mart gibi kadın günlerinde söz verildiğinin, siyaset bilimi hocası olmasına rağmen sadece kadın konusunda konuşmasının istendiğinin altını çizdi.
Bir 23 Nisan’da koltuklara oturtulan çocukların hepsinin erkek olmasına bakarak, “Egemenlik kayıtsız şartsız erkeklerindir” başlıklı bir yazı yazdığını söyledi. (Ki Mustafa Kemâl Atatürk kadınlara “seçme ve seçilme” hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce, 1934 yılında vermiştir.)
Toprak’ın konuşmasından birkaç cümle alıntılayacak olursak:
* Meclis’te ne kadar çok kadın olursa değil, ne kadar nitelikli ve dönüştürebilecek kadın olursa iyi.
* En büyük ihracatımız, beyin ihracatı.
* Ülkeden gitmek isteyenler arasında sadece muhalif cenahın gençleri yok.
* Bugün Türkiye’de en güçlü hareket kadın hareketi.
* Kadın konusunda eleştirilemeyecek tek parti HDP. HDP çok zor bir coğrafyada kadınları dönüştürmeyi başardı.
* Erkekler kadınların siyasetle ilgilenmediğini söylüyor. Bu hiç doğru değil.
* Kadınlar aday olmak için para ödüyorlar ancak listelerde sıranın en altlarına konuyorlar.
* Bizim eskisine de benzemeyen yeni bir Türkiye kurgulamamız lazım.
* Halk kadınların siyasete girmesini istiyor.
* Adaylıkla ya da gönüllülükle ilgili düşünceleriniz varsa Ben Seçerim Derneği’ne başvurun.

Ben seçerim, beni seç
Bir şeyler olmak için değil, bir şeyleri değiştirmek için siyaset yapan insanları daha görünür kılmak adına yola çıkan “Ben Seçerim Derneği”, bizi boğan, nefes almamızı günden güne zorlaştıran politikaların değişmesi konusunda mücadele edecek siyasetçileri seçeceğini, siyaset tarafından görmezden gelinen kesimleri siyasete taşıyacağını, siyasetin dilini, kimliğini, üslubunu, siyaset yapma şekillerini değiştireceğini, siyaset dilinin yeniden ve daha kapsayıcı olması için çalışacağını söylüyor.

Bursa’nın Kadınları
Ben Seçerim Derneği kurucularının konuşmalarının ardından katılımcılar (maalesef ki fotoğraflarda her katılımcıya yer veremedim) kendilerini tanıtarak yeni tanıştıkları dernek ile ilgili düşüncelerini ve temennilerini dile getirdiler.

 
Lotus Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Nergiz Döner, İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Hüsniye Salkı Pıtırlı, İYİ Parti Uluslararası Politikalar Başkan Yardımcısı Birgül Yıldız Günay
 
Bursa Tabip Odası 2016–2018 Dönemi Başkanı Güzide Elitez
 
Gelecek Partisi Kadın Kolları Bursa İl Başkanı Av. Arife Tuğba Çetinkaya, İYİ Parti Yurdanur Oktay, MHP Kadın Kolları eski başkanı Hatice Deniz
 
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Bursa Şubesi Başkanı Aylin Sabancı
 
Gölyazı Balıkçı Kadınları Yardımlaşma Derneği Başkanı Nurten Üner
 
Karaağaç Mahallesi Muhtarı Sema Pamukçular
 
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Zeynep Bozkurt
 
HDP Bursa İl Eş Başkanı Ceylan Erol Erdoğan
 
Kükürtlü Mahallesi Muhtarı Canan Akın Erdem
 
2018 CHP Milletvekili adayı, İş Kadını Meral Altuntaş
 
DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Neslihan Aydınoğlu, DEVA Partisi Bursa İl Başkan Yardımcısı Sıdıka Sayılır
 
DEVA Partisi Bursa İl Başkan Yardımcısı Doç.Dr. Zeliha Sevim
 
Ben Seçerim Derneği tanıtım buluşması
 
Ben Seçerim Derneği tanıtım buluşması
Hepsi birbirinden kıymetli ve birbirinden güçlü kadınları gören İstanbul merkezli dernek üyeleri Bursalı kadınlara hayranlıklarını dile getirmeden duramadı.
Son kare fotoğrafa aramızdan ayrılanlar giremedi. Çünkü hepsinin yetişecek bir programı vardı.

Ben DE Seçerim
Doğanın seçicisi dişidir.
Erkekse dişiye kur yapan, kendini beğendirmeye çalışan, kabul bekleyen taraftır. Daha süslü, daha becerikli, daha albenilidir. Ta ki dişi tarafından kabul görene dek sürer bu çabası.
Seçimin insan tarafına geldiğimizde, modern toplumlarda kadın yine hem özel hayatında hem de siyasi hayatta seçen ve seçilendir.
Gelişmemiş toplumlarda ise kadın ne seçendir ne de seçilen…
Akıl olarak erkek ve kadının birbirinden pek bir farkı yoktur aslında.
Erkek fiziksel olarak daha güçlüdür, lakin genelde sadece mesleği ile ilgili işi yapmaya odaklıdır.
Kadın fiziksel olarak güçlü olmasa da yeri geldiğinde güç gerektiren işleri yapabilir.
Üstelik kadın birçok işi bir arada yapabilecek donanımdadır.
Kadın, doğasındaki anaçlık ile barışı korumaya çalışır. Bir evlat dünyaya getirmenin ve yetiştirmenin ne demek olduğunu bildiğinden her şeyi çok yönlü düşünür. Alevlenen karmaşanın sonrasında çıkacak bir kavganın düzenini bozup ailesini darmadağın edeceğini bilir. Çıkan savaşta evlatlarını kaybedebileceğini bildiğinden savaş çığlıkları atmaz. Uzlaşmacıdır.
Erkekler gibi milyonlarca tohum saçmaz doğaya. Rahmine her ay birer birer düşen yumurtaları kıymetlidir. Nadidedir.
Bu yüzden olsa gerek, doğa katliamı için, kadına şiddet için, kadın hakları, hayvan hakları, insan hakları, doğa hakları için, kaynamayan tencereler için, kısacası; toplumda aksayan her şey için yollara dökülen hep kadınlardır.

Kadınlar burada erkekler nerede?
Bursa’da, başkanlığını Hasan Ertürk’ün yaptığı Siyasi Dürüstlük Hareketi Derneği olduğunu biliyorum. Ancak şu sıralarda ne kadar aktifler onu bilmiyorum.
Başkanlığını Nur Ger’in yaptığı ve üyelerinin erkek olduğu Yanındayız Derneği’nin toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışmaları devam ettiğini internet sayfalarında gördüm.
Erkeklerin kurduğu Boşanmış Mağdur Babalar Derneği’ni de unutmayalım tabii ki.
Bunlar dışlında erkekler genellikle ya iş dünyası ile ilgili SİAD’larda ya spor kulüpleri ve taraftar derneklerinde ya da siyasi derneklerde yer almayı seviyorlar.
Biz kadınlar ise dünyayı daha güzel hale getirecek her yerde.

Kavga istemiyoruz
Biz öncelikle, kadınların siyasete uzak durmalarının altındaki sebeplerin ortadan kalkmasını istiyoruz.
Siyasete girecek kadının gözünün arkada kalmaması için çocuklarının güvende olmasını istiyoruz.
Eril dilin değişmesini istiyoruz.
Kadınların sadece kota doldurmak için seçildiği ve etkisiz elaman olarak yaşayıp maaş aldığı bir meclis istemiyoruz.
Sözünün dinlenmesi için “Erkek Fatma” olmak zorunda bırakılmayan, kadın gibi kadın milletvekilleri ve yöneticiler istiyoruz.
Kadın haklarının kadının olmadığı oturumlarda konuşulmasını istemiyoruz.
Kadınların kadın konusunun dışında da konuşacağı uzmanlık alanları olduğunun anlaşılmasını istiyoruz.
Siyaset dünyasındaki fotoğraf karelerinin erkeklerden ibaret olmasını istemiyoruz.
Biz aslında pozitif ayrımcılık ve destek de istemiyoruz.
Biz, erkeklerin arkasında ya da önünde değil, erkeklerle yan yana yürümek istiyoruz.
Ve biz farklılıklarımızla güçlenmek varken arkaya itilmek, görmezden gelinmek, eve tıkılmak, yokmuşuz gibi davranılmak ve haklarımız için bu kadar kavga etmek istemiyoruz.
Bizi bir salın, bir rahat bırakın, bir gölge etmeyin,
Yeter…

Çerezler kullanıyoruz, detaylar: .