Kadıgil: Meclis, hali vakti yerinde yaşlı erkekler kulübü

Kadıgil: Meclis, hali vakti yerinde yaşlı erkekler kulübü

02 Ağustos 2022
Haberler

Yazar: Evrim Kepenek.

Kaynak: Bia Haber

Sera Kadıgil, "Bir ricam olacak, sevgili erkekler altı bomboş laflarla kadına karşı şiddeti kınamayı lütfen bıraksınlar. Bu şiddeti doğuran aymazlığı, bu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek için ne yapacağız bir zahmet onu bir anlatsınlar!" diyor.

“İstanbul’da büyüyen her kadın gibi bir değil, onlarca ayrı tedbirim vardı elbette. Ana arterlerde dolaşmama, arka ve ara sokaklara girmeme, gece taksiye bineceksem mutlaka plakasını arkadaşlarıma bildirme, bindikten sonra telefonla arayıp ‘evet şimdi bindim taksiye eve geliyorum canım, tamam tamam atarım plakasını merak etme’ diye şoförün duyacağı yüksek bir sesle “önleyici” tedbir alma."

Sera Kadıgil, şiddetten korunma yöntemlerini böyle sıralıyor. Kadıgil, 483'ü erkek, 101'i kadın milletvekilinden oluşan Meclis'in "Erkekler Kulübü" olduğuna dikkat çekiyor. 

"Meclisteki konuşmaları, siyasi atışmaları bir bu gözle dinlemenizi rica edeceğim. "Adam ol"lar, "beyler" kimi zaman çok daha vahim ifadeler havada uçuşuyor" diyen Kadıgil'in bir çağrısı da kadın milletvekillerine: 

"Siyasetteki kadın arkadaşlarımızla dayanışma içinde hareket etmeye, kadınları, kadına dair meseleleri görünür kılmaya, erilleşmeden siyaset yapmaya gayret ediyoruz ama sayımız ne yazık ki çok az, bu nedenle bu vesileyle her siyasi görüşten, imkânı olan her kadına "Allah'ını seven defansa gelsin" demek istiyorum."

“Kurallara uygun oynarsanız taltif ediliyorsunuz”

Öncelikle siyasetçi bir kadın olarak cinsiyetçi ve ayrımcı bir yaklaşımla karşılaştığınız oldu mu?

Elbette oldu, olmaz olur mu? Siyaset öyle bir iş ki resmen yaşını başını almış erkekler kulübü! Kadınlar ve gençler süs biberi gibi vitrine dizilmek için az sayıda varlar ama konuşmamıza,  sorgulamamıza, köhneleşmiş bazı bakış açılarını eleştirmemize alışık bir yapı yok karşımızda.

Erkekler kulübünün kurallarına uygun oynarsanız taltif ediliyorsunuz. Ya da genç ve kadınsanız ne söylerseniz söyleyin “bizim kız, çok tatlı bu ya cin cin” gibi birbirinden tuhaf geçiştirmelerle karşılaşabiliyorsunuz.

Aslında bazen kötü niyet bile olmuyor ama iliklere işlemiş siyasetteki yaşlı erkek egemenliği. Karşısında genç bir kadın görünce kafasında nereye oturtacağını bilemiyor bu kulübün mensupları.

Bunun dışında son derece cinsiyetçi bir dile her gün ama her gün maruz kalıyoruz. Meclisteki konuşmaları, siyasi atışmaları bir bu gözle dinlemenizi rica edeceğim. “Adam ol”lar, “beyler” kimi zaman çok daha vahim ifadeler havada uçuşuyor.

Bir kadın biraz sert perdeden konuşunca anında “dırdırcı ve cadaloz” ilan edilirken, bir erkek bağırıp çağırınca nedense “bu da çok sinirli adam, tipik Karadenizli” oluyor.

Tam da bu sebeple kimi zaman çok yorucu hale gelse de azimle aktif siyasete devam ediyorum. Siyasetteki kadın arkadaşlarımızla dayanışma içinde hareket etmeye, kadınları, kadına dair meseleleri görünür kılmaya, erilleşmeden siyaset yapmaya gayret ediyoruz ama sayımız ne yazık ki çok az, bu nedenle bu vesileyle her siyasi görüşten, imkânı olan her kadına “Allah’ını seven defansa gelsin” demek istiyorum.

Ayrıca siyaseti “imkânı olanın yapabileceği bir iş” olmaktan çıkartmadıkça bu düzen böylece sürüp gidecek onu da adım gibi biliyorum. Hiçbir ekonomik güvencesi olmayan bir kadın, iş bulup bulamayacağı dahi meçhul bir genç aktif siyasette nasıl, ne kadar var olabilir ki?

Sistem tam da bunu sağlama almak üzerine kurulu zaten. Hali vakti yerinde yaşlı erkekler kulübü nitelemem tam da bu yüzden. Kadınların ve gençlerin hakkıyla temsil edilmediği bu adaletsiz düzen değişmeden hiçbir şey değişmeyecek. 

“Meclis’in en temel sorunu nicelik”

Siz mesleğinizi yaparken bir kadın olarak ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?

Avukatken de benzer sıkıntılar vardı aslında meslek grubu fark etmiyor, her ne iş yapıyor olursanız olun kadınsanız zorluk seviyeniz bir anda artıyor, aldığınız ücret ise azalıyor.

Sadece Türkiye’de değil birkaç istisnai gelişmiş ülke dışında tüm dünyada bu böyle. Şu anda Meclis’te hissettiğim en temel sorun öncelikle nicelik.

Yani somut olarak nereye baksanız erkek bir ortamda çalışıyoruz. Kadın olarak her zaman daha büyük bir mercek altındayız. Her hareketimize erkek vekillere nazaran biraz daha dikkat etmemiz bekleniyor. Çünkü zaten kafalar hata aramaya programlı. Hata yapan erkekse “bu böyle bir insan” deniyor ama bir kadın hata yaptığında anında konu genelleniyor ve “kadınlar da böyle yea” deniyor. Eskiden mesela ilk başlarda kahvelere, atölyelere gittiğimde kendimi dinletmekte zorlandığımı hissediyordum.

Sonradan öğrendim kimi zaman sesimi yükselterek, kimi zaman doğrudan yüzlerine gerçekleri söyleyerek kendimi dinletmeyi. Şimdi bir kahveye girdiğimde konuşmaya başlamadan önce ve sonra yüzlerinde oluşan ifadeyi görmeyi çok seviyorum.

Resmen “aferin bak kadın ama yine de iyi konuştu” diyen oluyor.  Kadınların her istedikleri işi yapmalarını sağlayıncaya ve işlerini iyi yapmasına kimse şaşırmayıncaya(!) dek çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.

Bia Haber Merkezi’nde yayınlanan 25 Kasım 2020 tarihli Evrim Kepenek imzalı haberden alıntılanmıştır.

Çerezler kullanıyoruz, detaylar: .